10 Eylül 2014 Çarşamba

BALKANLAR'DA UNUTULMUŞ BİR TÜRK DESTANI

Osmanlı yöndetimindeki Balkanlar'da 6 yüzyıla yakın süre boyunca barış ve huzur içerisinde insanca yaşam sürülmüştü... 19. yüzyılın başlarında Avrupa'da serpilen milliyetçilik tohumları bu coğrafyayı da etkileyerek, Türklerin öz vatanlarından uzaklaştırılmasına varan sonuçlar doğurdu. Balkan coğrafyasının efendisi Türkler, 1912 Balkan Savaşları'nın sonunda bu toprakları kaybetti.

1.Dünya Savaşı ise Türk coğrafyasını küçülttü, Türkler bir zamanlar yönettiği milletlere esir durumuna düştü. Yönettiği milletlerin egemenlikleri altına giren Balkanlar'daki Türkler maalesef kelimelerin yetersiz olduğu derecede aşağılandı, vatan edindiği topraklardan göçe zorlandı.

2. Dünya Savaşı sırasında Krallık Yugoslavya'sı 6 Nisan 1941'de Almanlar tarafından 12 gün içinde işgal edildi. Almanlar hakimiyetlerini koruyabilmek için Bulgarlara çok töleranslı davrandı. 1. Dünya Savaşı'nda Bulgaristan, Almanya'nın yanında yer aldığı için, Bulgarlara karşı sempatileri daha çok vardı. Dolayısıyla Makedonya'yı da Bulgaristan'a teslim ettiler.

Bulgarlar idareyi ele aldıktan sonra Müslümanlara özellikle de Türklere karşı çeşitli baskılar yaptı. Defalarca zulme uğrayan Türkler, kurtuluşu Yugoslavya Komünist Partisi'nde gördü ve Tito'nun yanında yer aldı. Yugoslavya Komünist Partisi ülke çapında Almanlara karşı ayaklanma kararı aldı. Makedonya'nın dışındaki bölgelerde Almanlara karşı ayaklanmalar başlarken, Makedonya Komünist Partsisi'nin başında bulunanlar Bulgar faşizmi ile birlikte hareket edip Müslüman milletlere baskı politikasını arttırdı. Tito ve Yugoslavya Komünist Partisi durumu gördü, parti yönetimine Türkleri getirdi.

Yönetim başına getirilen Türkler zaman kaybetmeden Almanlara karşı ayaklanmayı başlattı. Böylece Türkler Tito'yu ve Komünist Partisi'ni destekleyerek yanlarında oldular.


Teşkilat Kuruluyor...
Ancak Bulgar zulmü artınca Türk Gençleri ve aydınları tarafından Şuayip Aziz başkanlığında Yücel Teşkilatı kuruldu. Yücel Teşkilatı, tüzüğünü ve yönetim kurulu listesini 1945 yılının Ağustos ayında T.C. Belgrad Büyükelçisi Dr. Kamil Koperler'e teslim ettiler.Teşkilat kurulur kurulmaz, bütün Makedonya'da örgütlendi... Vatanperver insan yetiştirebilmek için Kur'an-ı Kerim, Atatürk'ün Nutku, Namık Kemal'in eserlerini, Mehmet Akif Ersoy'un Sefahatını, Yahya Kemal Beyatlı'nın şiirlerini, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalpgibi şair ve düşünürlerin eserlerini Türkiye'den getirip gençlere dağıttılar. Yugoslavya'da bulunan Türk okullarına Türk öğretmeni yetiştirmek için kurslar açtılar, milli değerlere sahip gençleri Türk köylerine öğretmen olarak gönderdiler. 24 Aralık 1944 yılında Üsküp'te Birlik Gazetesi'ni çıkardılar, Üsküp radyosunda Türkçe yayınları başlattılar.

Türkiye'ye istihbarat verdiler...
Savaş esnasında Türkiye Cumhuriyeti'ne her çeşit istihbaratı sağladılar. Çalışma azminde ve bilincinde olan bu gençlerin çalışmaları Makedonya Komünist Partisi'nin gözünü korkuttu.Kendine yandaş bularak bu gençler ihbar edilerek 1947 yılında bir operasyonla tutuklandılar. Bu esnada Yücel Teşkilatı, Türkiye Cumhuriyeti'nden yardım talebinde bulundu. Dönemin Hükümet'i; Misakı Milli sınırları dışında kalındığı için hiçbir yardımda bulunmadı. Türkiye Cumhuriyeti'nin sessiz kalması, Makedonya Komünist Partisi'ne ve idarecilerine güç kattı.

Bu tutuklamalarla amaç Yugoslavya'da yaşayan Türk halkının gözünü korkutmak, Türk milliyetçiliğini söndürmek, Türklerin siyasi, kültürel ve sosyal haklarını savunan Yücel Teşkilatı'nı dağıtmak, hatta Türkiye Cumhuriyeti'ne gözdağı vermekti. Yücel Teşkilatı üyeleri tutuklandıktan sonra mahkemeye verildiler.

Jet hızıyla duruşma ve idamlar...
İlk duruşmaya 19 Ocak 1948 tarihinde başlandı. 4 ay gibi çok kısa bir zaman içinde 4 kişinin idam kararı çıktı ve Şuayip Aziz İshak, Ali Abdurrahman, Nazmi Ömer Yakup ve Adem Ali Adem idam edildiler.

Nazmi Ömer idam edilmeden önce eşi Hacer Yücel'e, "Sizi Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerime emanet ediyorum, Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti" sözleriyle veda etti ve sehpaya çıktı...

İdamlardan sonra teşkilatın içinde ve yanında yer alanların mahkemelerine devam edildi. Verilen kararlar Türk halkını rencide ettiği gibi umutsuzluğa sevk etti. Türk halkı ne yapacağını düşünürken sistemin ağır işkenceleri ve çamur at izi kalsın davranışları çok sayıda aydının da tutuklanmasına neden oldu.

Herkesin sevdiği, saydığı ve güvendiği insanlar teker teker hapishanelere atılırken, Almanlara karşı canlarıyla, mallarıyla savaşan, komünizmin yerleşmesi için her şeyini koyan bu insanların bütün hakları ellerinden alındı. Neticede Makedonya müslümanları ikinci, hatta üçüncü sınıf vatandan haline getirildi.

Türklerin büsbütün seslerini kısmak, soluklarını işitmemek için Yücel Teşkilatı davasına devam edildi.

Yücel Teşkilatı davasında idam cezası alan kişiler: Şuaip Aziz İshak, Ali Abdurrahman Ali, Nazmi Önder Yakup, Adem Ali Adem

20 yıla mahkum olanlar: Şerafettin Ferit Süleyman (Yücelden), Refik Şerif Mehmet (Özer), Kemal Rasim Yılmaz, Abdülkerim Ethem İbrahim (Sezer), Şefik Ruşit Elmas (Ersoy)

15 yıla mahkum olan: Muzaffer Ahmet Süleyman (Hocaoğlu)

12 yıla mahkum olanlar: Fazlı Vehbi Şükrü (Kadıoğlu), Mehmet Şerif Dalip (Arıdıcı), Kemal Rıfat Ferhat (Türkan)

11 yıla mahkum olan: Ali Halil Mustafa (Yücel)

8 yıla mahkum olan: Ahmet Halil Mustafa (Yücel)

2.Grupta yer alanlar:

9 yıl ceza alan: Ali Malik Yakup

7 yıl ceza alan: Hüsamettin Mehmet

5 yıla mahkum olanlar: Necati Recep Emin (Çetiner), Münir Süleyman Ali (Eriş), İdris Sait Yunus (Tümçelik)

4 yıl 6 aya mahkum olanlar: Halit Şükrü Halit (Beceren), Halit Sait Yunus (Yüksel)

3 yıla mahkum olan: Ali Osman Kotanca

2 yıl ve 1 yıl arasında mahkum edilenler: Refik Ali Fettah (Günay), Hakkı Tevfik Baki (Merter), Yunus Eyüp Yunus (Hacıyunus), Zekeriya Zülfü Eyüp (Varol), Mustafa Salih Ruşit, Recep Salih Murtaza, Şefki Behlül Kerim, Mehmet Sarı Liman, İdris Tevfik Bilal, Şükrü Tacettin Ali, Yusuf Abidin Ali, Mustafa Asım Mehmet, Hüseyin İsmail Nezir, Didar Ali Vardar, Fehim Misin Ahmet, Arif Mehmet İbiş, Ferhat Ahmet İslam, Fahrettin Müslim

3.Grupta yer alanlar:

Bu grupta 18 kişi Makedonya'nın 'Zlatovo' kurşun madeninde çalıştırılmak üzere sürgün mahkumiyet cezasına çarptırıldılar: Ekrem Ali Saki, Ramadan Rasim İlyas,Raif Rıfat, Hüseyin Mahmut Kamber, Kani Salih Eyüp, Emin Buba, İlyas Yaşar İlyas, Fahrettin Hasip, Kemal Kazım, Kemal Zülfü Eyüp, Kemal Şakir, Fahrettin Rıza, Şemsi Abbas, Cevdet Nuka, Saffet Mahmut İdris...

Yukarıda adları geçen kişiler aldıkları cezaları en ağır biçimde hapishane zindanlarında kimileri canlarını vererek, kimileri gençliklerini heba ederek, kimileri şahsiyetlerini kaybederek çektiler. Sağ kalanlar insanca yaşayabilmek için anavatana, Türkiye'ye göç ettiler. Göçmenlik şerbetini içerek hayata veda ettiler. Böylece Makedonya Türkleri'nin son direnişiyle Balkan Türklüğü büyük darbe yedi. Vatan için, insanlık için, insanca yaşamak için mücadele veren bu vatanperverleri rahmetle anıyoruz. Mekanları cennet olsun.


Kaynak: Bahtiyar Sipahioğlu (Araştırmacı-Yazar)
Şehrengiz Dergisi sayı:39 Haziran 2013, sayfa:50-54




Yazı ve fotografların bir kısmı veya tamamı iktibas kuralları çerçevesinde kaynak gösterilmeden alınması veya izinsiz kopyalanıp çoğaltılarak kullanılması yasaktır.

www.aydinailesi.org
| © 2014

0 yorum:

AYDIN AİLESİ
 
AYDIN AİLESİ
Powered by Blogger